Düşünce Tarihi 2 – Hypatia Neden Öldürüldü?
6 Nisan 2021 0 Yazar: Mrs. Hyde• Ortalama okunma süresi: 3 dakika
Düşünce tarihi yolculuğuma Mantienalı Diotima ile başlamıştım. Yolculuğumun ikinci durağı ise 4. yüzyılın İskenderiye’si. Dönemin entelektüel başkenti İskenderiye, 4. yüzyılda Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde yer almaktaydı ve birçok bilim insanı ve filozofun eviydi. Bu bilim insanlarından biri de adı günümüze kadar ulaşabilmiş olan Hypatia’dır.
Hypatia bazı kaynaklara göre M.S. 355 yılında, bazılarına göreyse M.S. 370 yılında İskenderiye’de hayata gözlerini açmıştır. Bir gökbilimci ve matematikçi olan babası Theon tarafından eğitilen Hypatia bu alanlarda kısa sürede babasını geçmiştir. Atina’da matematik ve felsefe eğitimi alan Hypatia, evine geri döndüğünde İskenderiye Okulu’nun başına geçmiştir. İskenderiye Okulu, Arapların bu kültür kentini 640 yılında ele geçirişine kadar aktif bir şekilde bilim ve felsefe eğitimi vermiş, günümüz üniversitelerine eşdeğer bir kurum olarak değerlendirilebilir. İşte bu önemli okulun başında olan Hypatia, Yeni Platonculuk (Neoplatonizm) öğretisi altında matematik, astronomi ve felsefe dersleri vermiştir.
Hypatia günümüzde eserlerine dair en detaylı bilgiye sahip olduğumuz ilk kadın matematikçi olsa da, aslında kendisi bilinen ilk kadın matematikçi değildir. Öncesinde küpü ikiye katlama yöntemini geliştiren Pandrosion’un birtakım sanat tarihçileri tarafından bir erkekmiş gibi yansıtılmasına rağmen bugün artık bir kadın olduğu fikri baskın bir şekilde kabul edilmektedir.
Şimdilik yaşamına dair daha fazla veri sahibi olduğumuz Hypatia ile tatsız bir şekilde sonlanacak olan yolculuğumuza devam edelim.
Hypatia bölme işlemi metodunu geliştirmek, sayısız bilimsel kitap yazmak gibi insanlığa önemli katkılar sunmakla kalmayıp felsefe eğitmenliğiyle de yaşadığı dönemi aydınlatmıştır. Hypatia’nın bir parçası olduğu Yeni Platonculuk adını verdiğimiz öğreti aslında Helenistik dönemin felsefe ve edebiyatını harmanlayan, aklı maddenin üstünde tutan bir erken modern dönem düşünce sistemidir. Diğer bir deyişle bu öğretiyi benimseyenler kendilerine Neoplatonist ya da Yeni Platoncular adını vermediler.
Trajik olansa Hypatia’nın sonunu getiren İbrahimi din anlayışı aslında bu Yeni Platoncu düşünce sisteminden de beslenmiştir. Oysaki öğretinin kendisi monoteist dinlere katiyen bir bağlılık gerektirmemektedir. Yani monoteist din felsefeleri bu bağlantıyı kendi kendilerine kurmuşlardır. Nitekim Hypatia’nın kendisi de bir Hristiyan değil pagandır ve eğitmenliği süresince herhangi bir dine karşı ayrımcılık yapmadığı vurgulanır. Ancak Yeni Platonculuk hakkında daha detaylı araştırmalar yapmayı arzu edenler için yazının sonuna birkaç link ekleyeceğim. Şimdi ise yine yolculuğumuza dönelim.
Dönemin İskenderiye’sinde siyasi karmaşa hâkimdir. İlk başta çeşitli ayrımcılıklara maruz kalmış olsa da, I. Konstantin döneminde paganizmle eşit bir mertebeye erişebilen Hristiyanlık, I. Theodosius zamanında, tam olarak 380 yılında imparatorluğun resmi dini ilan edilmiştir. Bu da elbette ki toplumsal dengeleri değiştirmeye başladığı gibi yeni dinin getirdiği yeni otoriteler toplumu etkisi altına almayı kendisine görev biçmiştir.
Bu din ve siyasetin iç içe geçtiği bağnaz dönemde aşırı dinciliğin bir sonucu olarak insanları tek tipleştirme çabalarının kurbanlarından biri de Hypatia olur.
İskenderiye piskoposu Cyril siyasi bir güç haline geldikçe şehirdeki paganları ve Yahudileri etkisi altına almak ister. Bu süreçte İskenderiye valisi Orestes ve piskopos Cyril arasında süregelen anlaşmazlıkta Orestes bilge olarak görülen Hypatia’dan danışmanlık alır. Bunun üzerine piskopos Cyril, Hypatia’yı hedef gösterir. Cyril ve takipçileri olan bir grup keşiş, Orestes’e zarar verdikten sonra Hypatia’yı da din düşmanı bir cadı olarak gösterir. 415 yılının mart ayında Hypatia at arabasıyla şehirdeyken, piskopos Cyril’in keşişleri Hypatia’yı arabasından çıkarıp linç ederler. O gün bilinmese de, Cyril’in takipçilerinin parçalayarak öldürdükleri Hypatia yobazlığa kurban giden son isim olmayacaktır.
Hypatia’nın bağnazlar tarafından katledilmesi sembolik anlamda da önem arz eder. Bu cinayet, bilim ve sanat yuvası olan İskenderiye’de bir ışığın söndürülmesi, adaletin ölmesi, seküler düşünceye karşı vahşetin ve bağnaz düşüncenin yavaş yavaş egemenliği ele geçirmesi demektir.
Düşünce tarihinin bu bölümünü de tamamladık. Bir sonraki durağa varmadan önce Yeni Platonculuk ya da Hypatia üzerine daha detaylı bilgiler edinmek isteyenler için başlangıç seviyesinde birkaç yol haritası:
- Hypatia’nın öldürülmesiyle ilgili kısa ve harika bir TED-Ed videosu (Türkçe ve İngilizce alt yazı seçenekleri mevcut)
- Stanford Felsefe Ansiklopedisi’nin Yeni Platonculuk ile ilgili giriş tadında ancak yeterince açıklayıcı makalesi (İngilizce)
- BBC’nin In Our Time: History adlı nefis podcast serisinin Yeni Platonculuk ile ilgili bir bölümü (İngilizce)
- Alejandro Aménabar’ın yönettiği 2009 yapımı Agora filmi de Hypatia’yı merkezine koyarak konuya ışık tutan başarılı bir film.
Görsel: Louis Figuier, 1866